SİVAS’IN TARİHÇESİ

Sivas’ın bilinen en eski adı Kabeira ya da Kabeire dir. Kabeira sözcüğünün Luvi dilindeki K(uwa) ve Ameria sözcüklerinden oluşmuştur ve Kutsal Yüce Ana anlamına gelmektedir. 

Tarihte Sivas, Kapadokya ya dahilmiş. Kapadokya, Kayseri, Maraş, Niğde, Kırşehir, Yozgat ve Sivas illerini de içine almaktaymış ve bu bölgenin merkezi de Kayseriymiş. 

Daha sonra bu bölgenin merkezinin Sivas olduğu söylenmektedir ancak bu konuya ait gerçeklerin bilimsel araştırmalar ile ortaya çıkarılması gerekmektedir.

Kaberia adının Sivas’a dönüşmesi bölgenin Bizans işgali sonrasında gerçekleşmiştir. Sivas’ın tarihi yaşamı süresinceki isimleri Sebaste, Sauasco, Sebestea, Cabire, Cabires, Diyospolis ve Sivastiyedir.

Kentin kadim çağlardaki merkezi, bugünkü Sivas’ın üç saatlik doğusuna düşen bölgesinde ve Kızılırmak kenarında bulunan Goraz, Kızılgoraz çevresi imiş ki, Goraz ya da Koraz yine Luvi dilindeki Koaranza sözcüğünün Helen ağzına uyarlanmış şekli olmalıdır. Muhtemelen bu bölgede kutsal bir sunak olmalıdır.

Sivas, Milattan sonra 11.yüzyılda Danişmend beyliğince yönetilmeye başlanmış ve bu yönetim yüz yıl kadar sürmüştür. Bu tarihten sonra Sivas Selçukluların egemenliğine geçmiştir.

Kentte Selçuklular döneminden kalma birçok mimari eser bulunmaktadır. Bunlar arasında medreseler, camiler oldukça fazladır. Medreselerde o dönemlerde 1000 i aşkın öğrenci eğitim görmekteymiş.

Çocukluk döneminde yaptığımız bir gezi sırasında Şifaiye Medresesinde psikojik rahatsızlıklar ile çalışmalar yapıldığını ve tedavilerde müziğin kullanıldığını öğrenmiştim.

Şifaiye Medresesi dışında Buruciye ve Gök medresesi bilinen medreselerdir. Ayrıca önemli eserler arasında Ulucami ve çifteminareler bulunmaktadır. 

Kent, Selçuklulardan sonra İlhanlılar egemenliğine geçmiştir. Sonraki işgalcileri ise Osmanlılardır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, yani Yıldırım Beyazıt zamanında Timurlenk’in kenti işgali çok kanlı bir biçimde olmuştur. Kent halkının büyük bir kısmı bu işgal sırasında hayatını kaybetmiştir. Denilir ki Şehitler ve Halfelik mezarlıkları Timur istilasında hayatını kaybeden insanlar ile doludur.

Halfelik, Timur’un başlarını vurdurttuğu 20 kadar bilim adamının toplu mezarına verilen isimdir. O dönemlerde bilim adamlarına Kalfa adı verilmekteydi ve halk Kalfa adını Halfe olarak söylemekte olduğundan bu mezarlığa Halfelik denilmektedir.